Orhangazi Bayan Masör Hizmeti

Orhangazi Bayan Masör

İkinci buluşmamız Vâclav Meydanındaki bir açık hava restoranındaydı. Orhangazi Bayan Masör Eva’yı fotoğraf çeken bir turist kılığında oraya getirdim ve bizim masanın etrafında devamlı fotoğraf çekti durdu. Adına iş meydana getirdiğim kişiler daha sonra anlaşmamıza uymazlarsa postadan üzerinde not olan bir fotoğraf alırlar. Bu her zaman işe yarar. Ama Prens sözünde duran biriydi ve onunla aslabir mevzuda problem yaşamadık. Onun aslında bir polis olduğunu çok sonra öğrendim.”

Harry pencereyi kapattı ve çekyat kanepenin üzerine oturdu. “İlkbaharda bir telefon geldi, ” diye devam etti Sivertsen. “Telefonu eden Ostland şivesiyle mevzuşan bir Norveçliydi. Telefonuma nereden ulaşmış olduğum bilemiyordum. Hakkımda her şeyi biliyormuş şeklinde görünüyordu. Ürpertici derecede fazla şey biliyordu: Annemin kim olduğunu, aldığım hapis cezalarını ve senelerdir üzerinde uzmanlaştığım pentagram şeklindeki elmasları. Daha da kötüsü silah kaçakçılığı icra ettiğimı da biliyordu. Her ikisinden de almak istiyordu. Bir elmas ve susturuculu bir Ceskâ. Bunları almak için devasa yükseklikte bir meblağ öneriyordu. Silah için olmaz dedim. Onu başka bir yerden alması gerektiğini söyledim fakat o benden almak mevzusunda ısrarlıydı. Aracı falan istemiyordu.

Orhangazi Bayan Masör

Teklifini yükseltti. Eva daha önce de söylediğim gibi pahalı zevklere sahipti ve onu kaybetmeyi göze alamazdım. Böylece mutabık kaldık.” “Anlaşmanız tam olarak neydi?” “Teslimat için belli istekleri vardı. Frogner Parkındaki anıtın hemen altında olmasını istiyordu. İlk teslimat beş hafta kadar önceydi. Turistlerin ortalıkta olduğu ve işten çıkan insanoğluın parkı doldurmuş olduğu bir saat olan tam beşte olmasını istiyordu. Bunun hem onun hem benim dikkat çekmeden parka girip çıkabilmemizi kolaylaştıracağını söylemiş oldu. Benim tanınma ihtimalim yok denecek kadar azdı. Seneler önce, Prag’daki bir barda okuldayken beni sürekli döven birini görmüştüm. Gözlerimin içine baktı. Buradan ayrıldığımdan beri o ve balayında hallettiğim karısından başka hiç kimse beni görmemişti.” Harry başını salladı. “Her neyse, ” diye devam etti Sivertsen, “müşterim karşılaşmamızı istemiyordu ve bu benim de işime geliyordu. Yapmam ihtiyaç duyulan şey söylenilenleri kahverengi bir çantaya koyup Frogner Parkındaki fıskiyenin önündeki yeşil bir çöp tenekesine geçirmek ve hemen oradan ayrılmaktı. Bunu tam saatinde yapmam gerekiyordu. Anlaştığımız miktar İsviçre’deki hesabıma önceden yatırılmıştı.